Öldüğünde 85 yaşındaydı. 27 yaşında 4 çocukla bir başına köyden kente göç ettirilmişti. Ölen kocasının akrabalarının yanına, ona verilen iki göz odalı minik eve. Ama o evde ölmedi. Bir çocuğunun evinde, başında dualar edilerek, son nefesi beklenirken öldü. Köyüne gömüldü. Fındık bahçesinin içine...
Kuş kadar hafifti. Her zaman narin ve zarafetli. Kendi kendine nasıl ayakta kalınır, kimseye yük olmadan nasıl yaşanır, hepsini öğrenmişti. Öğretmişti de. Becerikli kadındı. Evi her zaman tertemiz, sofrası bereketli. Geleni gideni eksilmezdi evinden. Herkesin huzur bulduğu kuzine sobalı o anneanne eviydi orası. Ne şikâyet ederdi ne de geçmişi büyütürdü. Her daim sonsuz şükür etti.
Bahçesini yaktığımda bile bana hiç kızmadı.
İyi ki vardın pamuk anneannem.